TARİHİ UYARI!
Bilim insanının görevi, mücbir durumlardan vazife çıkararak uzmanlık alanına göre olanlarla olması gerekenler arasında köprü olmaktır…
Bu insani, vicdani ve vatani bir görevdir...
Çalışma alanı suç ve delil olan bir adli tıp ve adli bilimler öğretim üyesi olarak bugünkü makalemde böyle bir görevi ifa etmeye çalışacağım…
Umarım sabırla okursunuz!
***
Değerli dostlarım,
20 yıldır yaşananları olağan bir siyasi süreç olarak kabul ederseniz çok yanılırsınız…
İktidarın planlı ve kasıtlı icraatlarını tek başına klasik bir muhalefet anlayışıyla basit bir siyasi beceriksizlik, yandaşa rant sağlama ve irtikap mantığı içinde açıklamak, maalesef ki gözü açılmamış siyasi bir saflık ve budalalıktır…
AKP, alıştığımız manada bir siyasi parti değil bilakis ihvancı geleneğin temsilcisi, sinsi ve marjinal içgüdüsel reflekslere sahip olan, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı bir partidir!
Hatta parti ifadesinin ötesinde içeriği ve faaliyetleri itibarıyla her şeyi göze almış bir siyasal İslam örgütüdür diyebiliriz...
Bu yapı dış destekli bir proje ile iktidarı ele geçirdiği günden itibaren Cumhuriyet Türkiye’sini yönetilecek değil darülharp mantığı içinde fethedilecek bir ülke olarak görmüştür!
Türkiye Cumhuriyeti, bu örgütsel yapının nezdinde her zaman kafirler tarafından kurulmuş ve yıkılması gereken bir küffar devlettir!
Mevcut yapıyla geçmişten illiyet bağı bulunan ve Almanya’da devlet destekli örgütlenmiş olan kara sesin de ifade ettiği gibi ‘Baş Kafir’ ise maketini sembolik olarak idam ettikleri Mustafa Kemal Atatürk’tür!
Bu yüzden kafir ülkesi kabul ettikleri T.C. Devleti’nin malını, mülkünü yemek, banka faizini almak, talan etmek, içini boşaltmak uyguladıkları darülharp nedeniyle hak ve helaldir!
Onlar yıllardır bu ülke ve laik toplumla hep savaş halinde oldular ve bunun için de çaldıklarını hırsızlık malı değil hep ganimet olarak gördüler!
Yok ettikleri milletin hazinesi değil küffarın kasası idi!
Aynı zamanda küffar kabul ettikleri laik toplumun iffeti, namusu, kızları da malı gibi haktı ve helaldi!
Şimdi anladınız mı;
- Onca malın, mülkün haraç, mezat satılmasını!
- Hazinenin tamtakır boşaltılmasını!
- Her türlü milli servetin iç edilip ganimet misali paylaşılmasını!
- Milletin malıyla büyük bir ihtişam ve saltanat içinde yaşam sürme nedenlerini!
- Buna rağmen milletin ve evlatlarının sefalete terk edilip borç batağında yaşatılmasını ve bundan da büyük bir zevk alıyor olmalarını!
- Sübyanların ırzına geçilip çocuk yaşta hoca nikahı kıyılmasını!
- Alay edercesine akıl dışı garip açıklamalar yapılmasını!
- Tüm ekonomik kuralların yok sayılmasını!
- T.C. ibarelerinin parçalarcasına sökülmesini!
- Milli bayramları kutlanmama girişimlerini ve garip bahaneleri!
- Haddini aşan keşke Yunan kazansaydı söyleminin nedenini!
- Hain cenazelerine yapılan devlet törenlerini ve tabutlarına omuz vermelerini!
- Devlet dairelerinde Atatürk posterlerinin baş aşağı asılma nedenlerini!
- Türk’ün destanı Ergenekon’a kara çalma girişimlerini!
- Onca generali tutuklayıp büyük bir zevkle rütbelerini sökmelerini!
- TSK’yı ve bağlı tüm askeri kurumları tahrip etmelerini!
- Türk bayrağının üzerinde bağdaş kurup değersizleştirmelerini!
- İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmamalarını!
- Andımıza karşı olmalarını ve ısrarla yasaklattırmalarını!
- Türklük ifadesine olan düşmanlığın nedenini!
- Atatürk’e ve kahramanlara yapılan onca hakaret ve saygısızlıkları!
- Şehide kelle askere tane demelerini!
- Askerimizin başına çuval geçirildiği gün alaycı sözlerini ve tebessümlü yüz ifadelerini!
- Sürekli olarak anayasanın ilk dört maddesini hedef almalarını!
- Demografik yapıyı tahrip etmek ve ihvancı yapıya uygun yeni bir toplum inşa etmek için adeta bir kavimler göçüne dönüştürülmüş milyonlarca sığınmacının ülkeye girmesine göz yummalarının ve vatandaşlık vermeye başlamalarının nedenini!
- Her türlü itiraza rağmen pişkin ve soğukkanlı tutumlarını!
- Kayıp silahların çözülmeyen akıbetini!
- Kendi yandaşlarına verilen aşırı silah ruhsatlarının nedenini!
- Türk milletinin canını hiçe sayarak sırf rant ve oy kazanmak uğruna çıkardıkları imar barışı yasasını!
- Bilim insanlarının deprem uyarılarına rağmen nizami kentsel dönüşüm yapmak yerine rantsal dönüşüm zihniyeti içinde verdikleri imar artırım izinlerini ve insanları beton tabutlara istiflemelerini!
- Kentsel dönüşüm için kullanılması gereken paraları rant kanallarına akıtmalarını!
- Tüm bunlara muhalefet edenlerin havadan sudan sebeplerle tutuklanmalarını!
- Bir korku imparatorluğunun kurulmuş olmasını!
- Medyadaki yoğun algı yönetiminin sebebini!
Daha yazılacak çok şey var lakin sizleri yormak istemiyorum...
Özetle: AKP, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felakettir ve 20 yıllık icraatı organize bir kötülüktür…
Zannediyor musunuz ki yıllarca sarf ettikleri böylesi bir çabayı bir anda yok kabul ederler ve sıradan bir seçimle sessiz sedasız çekip giderler!
Öyleyse çok safsınız!
AKP, kaybedeceği hiçbir seçimi YAPTIRMAZ!
Çünkü 29 Ekim 2023; bunlar ve dolayısıyla hamileri için bir rövanş tarihidir, parantez olarak kabul ettikleri bir dönemin 100. yıl seneyi devriyesinde kapanacağı kin ve intikam günüdür!
Bu tarihte öyle ya da böyle iktidarda olmak zorundadırlar!
Mevcut muhalefet ve sıradan söylemler bunlara vız gelir!
Maalesef ki finale çok az bir zaman kalmıştır!
Artık uyanma ve Atatürk çizgisindeki tüm muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun topyekun milli bir ruh içinde tek parça olma vaktidir...
Artık bu bir siyasi ‘Müdafaa-i Hukuk’ mücadelesidir…
Yoksa geçmiş olsun Türkiye’m...
Dr. Vecdet Öz