İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ DEYİP SARAYLAR YAPTILAR, SARAYDAN YÖNETİLEN YENİ BİR DÜZEN İCAT ETTİLER...
Bunu daha iktidar olmadan kafaya koydular…
Çünkü saraylar saltanata dayalı otokratik düzeni ve bir avuç ayrıcalıklı zümreyi, Cumhuriyet ise milli iradeyi temsil ediyordu, buna daha başından itibaren katlanamadılar…
Bu yüzden iktidara gelir gelmez ilk işleri itibardan tasarruf olmaz bahanesine sığınıp lüks saraylar inşa etmek ve bu mekânlara yerleşmek oldu.
İstanbul’da Dolmabahçe sarayı, Beylerbeyi sarayı, Yıldız sarayı, Huber köşkü, Florya köşkü, Çankaya köşkü, Vahdettin köşkü, Aynalı Kavak kasrı ve Beykoz kasrı; Ankara’da AK saray; Ahlat’ta kışlık saray; Marmaris’te yazlık saray; gökyüzünde uçan saray ve milletin vergileriyle finanse edilen büyük bir hizmetli ordusunu bu amaçla kullanılmaya başladılar…
Kurdukları otokratik düzeni aklı evvel kitleye ‘işte itibar’ diye tanıttılar…
İtiraz etmesinler diye de Osmanlı sosuna batırıp, din ceketi giydirerek mehter, ezan, sala ve sözde tarihi diziler eşliğinde dayattılar…
Kendi seçmen kitlelerini sürekli bu şekilde uyuttular…
Lakin sürekli uyanık olan Atatürkçü seçmen kitlesi her zaman şuna inandı: “Bir devletin itibarı yöneticilerinin ihtişamlı lüks yaşamı ve sefa sürdükleri saltanat binalarıyla değil ülke insanının temel hak ve özgürlüklerinin, insanca yaşam koşullarının, hukuk, adalet ve demokrasi kavramlarının hakkaniyetle uygulanmasıyla; eğitimde, bilimde, yüksek teknolojide, sanayide, üretimde, ihracatta gelişmiş ülkeler seviyesine erişmekle ve bu sayede tüm dünyaya güvenilir ülke intibaı vermekle tesis edilir…”
Artık inanıyorum ki Cumhuriyet’in yegâne teminatı olan bu seçmen kitlesi 2023 seçimlerinde yüzde yüz yerli ve milli Atatürkçü bir ittifak şemsiyesi altında toplanarak bu oyunu bozacak ve Türkiye fabrika ayarlarına geri dönecektir…
Bekle bizi Türkiyem geliyoruz…
Dr. Vecdet Öz