BU ÜLKEYİ BİZLER DE YÖNETTİK!

Her zaman Türk tarihini bir bütün olarak kabul ettik ve tarihi dönemleri birbiriyle çatıştırarak ecdada saygısızlık etmedik.

Bu topraklarda yaşanan tarihi sürecin son Türk yurdu olan ve binlerce şehit kanı ile kurulan T.C. Devleti’nin kuruluş felsefesine, kahraman kurucularına, dünyanın en iyi rejimi olan Cumhuriyet’e, T.C. Anayasa’sının ilk dört maddesine ve tüm bunların varisi olan yüce Türk milletine her zaman saygılı olduk.

Nasıl ki Alman ve İngiliz kimliği taşıyan birine etnik kökenine bakılmaksızın Alman ve İngiliz vatandaşı deniliyorsa, Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip olan her bireye de Türk vatandaşı denilir dedik ve bundan da asla taviz vermedik.

Hiç bir zaman için federasyon ve bölünme amaçlı dayatılan Türkiyeli ifadesini kullanmadık.

Bu milleti Türk olmaktan kurtaracağız, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyerek Türk kimliğine hakaret etmedik.

Ne mutlu Türküm diyene demekten, Türk olmaktan her zaman gurur duyduk.

Milleti; inancı, etnik kökeni ve siyasi düşüncesi ile ayrıştırmadık ve her zaman vatandaşlık ilkesi üzerinden hareket ettik.

Bazen kusurumuz olsa da milletten özür dilemeyi bildik. Vatandaşı hor görüp azarlamadık.

Salgın ve doğal afetlerde millete avuç açmak yerine her felakette devletin gücünü gösterdik.

Kendi milletimizden korkup koruma ordusuyla dolaşmadık ve hep halkın içinde olduk.

Muhalefet partilerine hiç hakaret etmedik, bilakis diyalog kurduk.

Her zaman toplumsal huzur ve güvenin teminatı olmaya çalıştık.

Kul hakkı yemedik, halka hizmeti hakka hizmet olarak gördük ve zamanla güç zehirlenmesine uğrayıp devlet içinde devlet olmadık.

İki gerçek darbe bir muhtıraya maruz kaldık, yıllarca mağdur edildik lakin hiçbir zaman için mağdur edebiyatı yapmadık, dik durduk.

Bunun dış destekli bir avuç cuntacı girişimi olduğunu anladık ve Peygamber Ocağı olan ordumuza hiçbir zaman için düşman olmadık.

Dış güçlere rağmen iktidardan altı kez gitsek de yedi kez geldik ve hep direndik.

Teröristleri devlet kadrolarına taşıyıp ecdat yadigârı asırlık devleti peşkeş çekerek tahrip etmedik.

Cumhuriyetin hiçbir kazanımını satarak yok etmedik, bilakis taş üstüne taş koyarak eserler yarattık.

PKK’lı ve FETÖ’cü işadamlarını koruyup ihaleler vermedik.

Çözüm adı altında teröristle müzakere ederek teröre taviz verenlerden olmadık.

Milleti bu sürece ikna etmek için de sözde akil heyeti kurup hainleri masum gibi göstermedik.

Bebek katiline İmralı, terör yuvasına kandil deyip teröristlere karşı bir sempati oluşturmaya çalışmadık.

Teröristleri sınırda karşılayıp devlet töreniyle baş tacı ederek onore etmedik ve şımartmadık.

Devletin valilerine talimat verip devlet gücünü kullanarak teröre zaman kazandırmadık.

Terör yandaşlarının hendek ve tüneller kazarak şehir yapılanmasına göz yummadık.

Sözde değil özde sınır ötesi harekâtlarla her zaman kararlı bir şekilde mücadele ederek terörü bitme noktasına getirdik.

Bu yüzden de ülkemizde gereksiz yere yüzlerce masumun şehit olmasına sebep olup gözü yaşlı evlatların, eşlerin, babaların ve anaların ahını almadık.

Önce suça alet olup sonra da usulen milletten özür, Allah’tan af dilemek zorunda kalmadık.

Devir değiştikçe menfaati uğruna ağız değiştiren, her türlü ihanete alet olup bir anda vatansever kesilen pişkin politikacılardan hiç olmadık.

Biz Türk oğlu Türk doğduk, bu yola doğarken baş koyduk ve millete hizmet etmeyi her zaman hakka hizmet olarak gördük…

Mevlam bizlere tekrar bu millete hizmet etmenin onurunu nasip etsin inşallah…

Dr. Vecdet Öz